İran-ABD İlişkilerinde Yeni Bir Dönüm Noktası Orta Doğu’nun en karmaşık ve kırılgan diplomatik dosyalarından biri olan İran ile ABD arasındaki nükleer müzakereler, son dönemde tekrar gündemde. 2018’de ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle gerilimli hale gelen ilişkiler, Maskat ve Roma gibi başkentlerde yürütülen temaslarla yeni bir seyir izliyor. İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihi bir dönüm noktasına ilerliyor…
Orta Doğu’nun en karmaşık ve kırılgan diplomatik dosyalarından biri olan İran ile ABD arasındaki nükleer müzakereler, son dönemde tekrar gündemde. 2018’de ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle gerilimli hale gelen ilişkiler, Maskat ve Roma gibi başkentlerde yürütülen temaslarla yeni bir seyir izliyor. İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihi bir dönüm noktasına ilerliyor gibi görünüyor.
ABD’nin, İran’la yürütülen müzakerelerde balistik füze programının sınırlandırılması, uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durdurulması ve askeri üslerin denetime açılması gibi temel şartlar öne çıkıyor. Ancak İran, bu şartlara karşı çıkarak barışçıl amaçlarla sınırlı uranyum zenginleştirme konusunda uzlaşma sağlama çabasında.
ABD Başkanı Donald Trump, İran’a karşı askeri müdahaleye sıcak bakmazken, tüm seçeneklerin masada olduğu uyarısında bulunuyor. İsrail’i süreçten uzaklaştırırken, Suudi Arabistan gibi aktörleri dengeleyici bir unsur olarak öne çıkarıyor. Bu yaklaşım, müzakerelerin karmaşıklığını artırıyor.
İran’ın Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak’taki vekil güçlerinin tasfiyesi, müzakerelerin önemli bir parçası haline geliyor. İran’ın vekil güçlerinden kısmi olarak vazgeçme çabaları, bölgesel denge arayışının bir yansıması olarak öne çıkıyor.
Roma görüşmeleri sonrası AB ülkelerinin süreçten uzak kalması, Rusya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin “üçüncü ülke” rolünü ön plana çıkarıyor. İran ve ABD arasındaki müzakerelerde, AB’nin etkinliği azalırken, Rusya ve Suudi Arabistan gibi aktörlerin rolü artıyor.
Bu gelişmeler ışığında, İran ile ABD arasındaki müzakerelerin aşamalı bir seyir izlediği ve çeşitli konularda uzlaşı arayışının devam ettiği görülüyor. Ancak taraflar arasında kalıcı bir anlaşma sağlanamazsa, yeni bir gerilim dalgasının oluşabileceği belirtiliyor. Diplomasi ve gerilim arasındaki ince çizgi, tarafların gelecekteki ilişkilerini belirleyecek gibi duruyor.
Bu haber haberlermersin.com sitesinde yer almaktadır.
Reklam & İşbirliği: [email protected]